Yasaklarla dolu şu dünyada kalbe hiç yasak konulur mu?
Vermişsen değmezlere değenden hesap sorulur mu?
Hakkettiysen mutluluğu almadan durulur mu?
Yar gelmişse bir adım koşmadan yürünür mü?
Nurgül'ün Şiirleri
gönlümden kopanlar
Ateşli gözlerinin seyrine daldım, İstanbul'u yangınlar sardı sandım.
18 Ekim 2012 Perşembe
17 Ekim 2012 Çarşamba
26 Nisan 2012 Perşembe
Aşık olmak zor zanaat vesselam
Öyle herkesin işi değil !
Yüreğin kocaman olmalı
İçinde alevleri taşıyacak kadar büyük
Patlamaları kaldıracak kadar dirençli
Öyle her önüne gelen aşık oldum diyemez !
Yüreğin yalnızlıkla kavrulacak
Hasretle körüklenecek
Sukunetle bekleyecek
Bekleyecekki aşk sonsuzluğa ulaşabilsin
Hem bu alemde hem de öteki alemde sürebilsin
Öyle her önüne gelen aşık oldum diyemez !
Özlemler kalbini eritip eritip canlandıracak
Heyecanın kalbini sarıp sarmalayacak
O kadar büyüyecekki aşkın kalbin yerinden çıksada dolaştığı dilleri yakacak
Kül olup yeniden alevlenecek
Yandıkça büyüyecek
Büyüdükçe yücelecek
Yüceldikçe ağırlaşacak
Aşk kalbinde karşılık buldukça yükün hafifleyecek..
Aşık olmak için içi kıpır kıpır olacak insanın
Gördükçe göresi, sevdikçe sevesi gelecek
Her hareketi şirin gözükecek gözüne
Kollarını sarası, bağrına basası gelecek
Yanındayken bahar kokacak buram buram
Sesi baharı müjdeleyen kuşlar gibi çıkacak
Gözlerine baktığında derin bir huzur kaplayacak ruhunu
Sözleri ise coşkun bir şelale gibi akacak başka ses duyulmayacak
Evet işte bu diyecek insan ilk görüşte
Saçları çam ağacı gibi kokacak
Dudakları damla sakızı gibi yumuşacık
Elleri pamuk gibi beyaz ve narin
Dokunuşuyla ürperecek tüm bedenin tepeden tırnağa
Benliğin kaybolacak, onunla dolacaksın.
Canım
Sessizliğinle yaktın bu narin yüreğimi
Nereye baksam hayalini görüyorum
Sanki bahar bizim için geliyor
Ama yoksun yanımda
Arar gözlerim, ağlar
Tutulur kelimeler, susar
Düşünür aklım, anar
Ellerim ellerini arar
Ruhum ruhuna hasret atar
Gelince aklıma heyecanlanır kalbim
Yakar içimi özlemlerin
Duyamayacağın cümleleri söyleyemem, nefesim kesilir
Yazarım, yazmak bana ilaç gittiğinden beri
Sen olsan sen olurdun ilacım
Şifam, devam, dermanım.
Boynum bükülür, gülmez olur yüzüm
Merak ederim, soramam hatrını
Gelmek isterim, dizginlerim kendimi
İçim acır, sarılır anılara ağlarım
Haber gelse, dünyadaki en mutlu insan olurum
Çıkıp gelsen, mutluluk sarhoşu olurum…
Sarsan kollarına, göklere bulut olurum…
Alıp götürsen, memleketine cemre olurum…
Bahçende gül, gülünde damla
Gönlünde yara, yarana merhem Olayım
Aklında dert, derdine derman
Odana ışık, gününe güneş Olayım
Sofranda tuzun, tuzunda tane
Boğazına düğüm, içtiğin su Olayım
Çektiğin cefa, cefana şifa
Toprağına kurak, kuraklığına bereket Olayım
Hayatına zindan, zindandan kurtuluşun Olayım
Layık görmezsen eğer, haddini bilenlerden Olayım
Rüyana girsem…
Masal ormanına yolculuk etsek birlikte
Dereleri uçsak, tavşanla konuşsak
Kuş cıvıltıları şarkımız olsa, eşlik etsek ıslıkla
Koca çınarı bulup yaslasak sırtımızı,
Çimenine serilsek, neminde serinlesek
Anlatsa gölgesinde misafir ettiği aşıkları
Ne hikayeler ne zorluklarla kazanılmış, aşklarına nasıl sahip çıktıklarını anlatsa.
Sevgiyle dinlesek, kelimeleri ezberlesek, harfiyen uygulasak sonra.
Gerçek hayata taşısak, aşkın yüceliğini göstersek inanana, inanmayana.
Aşk ehli olduğumuzu, bunun aşk esaretinin ta kendisi olduğunu anlatsak..
Bir düş kursam ve sen
Birdenbire aniden ansızın çıksan ve ben
Ulaşsam apaydınlığa
Sade bakışların takılı kalsa gözlerime
Bir bakışın kavrulup kül olmama bedel
Senden gelmiş herşeye razı bi çare sızlar kalbimin derinlikleri
Aynada gördüğüm ben değil bir başkasının bedeni
Şiddetinden mahrum bırakma, varlığından en kötüsü yokluğundan
Emanet durur üzerimdeki yabancı bakışlar
Nefes nefese kalıpta göz kaçırdığım o günlerin tadı başka
Okuduğum her satır gördüğüm her rüya hatırlatır maziyi bana
Söküp atmak istemem bilesin ki sensizliğimdendir bu sarsıntı
Şiddetin tatlı gelir, mahrum bırakma senden ve sensizliğinden
İnanırım, sonumuz her mutlu biten masal gibi yerini alır hayalimde
Bilirim sensin en adaletli kahraman, sabrımın sonu, bahtımın gülü
yanarım..
Yanarım
Hasret körükler ateşimi
Sönmez
Rüzgar eser deli deli
Savurur
Hem seni hem beni
Beklenir
Zaman hiç geriye döner mi
Açar mı ucundaki kırmızı gülleri
Anar mı içimdeki kor ateşini
Gitme
Gittikçe büyür alevlenirim
masal perisi
Yorgundu biraz masal perisi
Ağlamaklı bak ela gözleri
Düşünür anar eski günleri
Suskun bekler ilk güneşi
Bencildi biraz kış çiçeği
Dağıldı bütün incileri
Açtı gökyüzüne gülleri
Unuttu masaldaki yerini
Sevgiler böyle yok olur mu
Anlar mı hiç pişman olur mu
Tanıdık gelir mi özlemleri
Hatırlar mı aşk kokan günleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)