Ateşli gözlerinin seyrine daldım, İstanbul'u yangınlar sardı sandım.

18 Ekim 2012 Perşembe

Yasaklarla dolu şu dünyada kalbe hiç yasak konulur mu?
Vermişsen değmezlere değenden hesap sorulur mu?
Hakkettiysen mutluluğu almadan durulur mu?
Yar gelmişse bir adım koşmadan yürünür mü?

17 Ekim 2012 Çarşamba

hayat tesadüfleri severdi bense mutluluğu
küçük mutluluklar gibi yanağı gamze dolu
sokak sokak gezinir gibi cepleri aşkla dolu
sonbahar geliyor hani çam sakızı kokulu

26 Nisan 2012 Perşembe

Aşık olmak zor zanaat vesselam
Öyle herkesin işi değil !
Yüreğin kocaman olmalı
İçinde alevleri taşıyacak kadar büyük
Patlamaları kaldıracak kadar dirençli

Öyle her önüne gelen aşık oldum diyemez !
Yüreğin yalnızlıkla kavrulacak
Hasretle körüklenecek
Sukunetle bekleyecek
Bekleyecekki aşk sonsuzluğa ulaşabilsin
Hem bu alemde hem de öteki alemde sürebilsin

Öyle her önüne gelen aşık oldum diyemez !
Özlemler kalbini eritip eritip canlandıracak
Heyecanın kalbini sarıp sarmalayacak
O kadar büyüyecekki aşkın kalbin yerinden çıksada dolaştığı dilleri yakacak
Kül olup yeniden alevlenecek
Yandıkça büyüyecek
Büyüdükçe yücelecek
Yüceldikçe ağırlaşacak
Aşk kalbinde karşılık buldukça yükün hafifleyecek..

Dünya düzenini kurmuş dönüyor
Zaman birbiri ardına akıyor
Hevesim kursağımda takılı kalmış
Ne yapsam büyük lokma yutulmuyor
Aşık olmak için içi kıpır kıpır olacak insanın
Gördükçe göresi, sevdikçe sevesi gelecek
Her hareketi şirin gözükecek gözüne
Kollarını sarası, bağrına basası gelecek
Yanındayken bahar kokacak buram buram
Sesi baharı müjdeleyen kuşlar gibi çıkacak
Gözlerine baktığında derin bir huzur kaplayacak ruhunu
Sözleri ise coşkun bir şelale gibi akacak başka ses duyulmayacak
Evet işte bu diyecek insan ilk görüşte
Saçları çam ağacı gibi kokacak
Dudakları damla sakızı gibi yumuşacık
Elleri pamuk gibi beyaz ve narin
Dokunuşuyla ürperecek tüm bedenin tepeden tırnağa
Benliğin kaybolacak, onunla dolacaksın.
Canım
Sessizliğinle yaktın bu narin yüreğimi
Nereye baksam hayalini görüyorum
Sanki bahar bizim için geliyor
Ama yoksun yanımda
Arar gözlerim, ağlar
Tutulur kelimeler, susar
Düşünür aklım, anar
Ellerim ellerini arar
Ruhum ruhuna hasret atar
Gelince aklıma heyecanlanır kalbim
Yakar içimi özlemlerin
Duyamayacağın cümleleri söyleyemem, nefesim kesilir
Yazarım, yazmak bana ilaç gittiğinden beri
Sen olsan sen olurdun ilacım
Şifam, devam, dermanım.
Boynum bükülür, gülmez olur yüzüm
Merak ederim, soramam hatrını
Gelmek isterim, dizginlerim kendimi
İçim acır, sarılır anılara ağlarım
Haber gelse, dünyadaki en mutlu insan olurum
Çıkıp gelsen, mutluluk sarhoşu olurum…
Sarsan kollarına, göklere bulut olurum…
Alıp götürsen, memleketine cemre olurum…
Hiç aklına gelir mi bu güleç ne hale düştü gittiğinden beri
Hasta mı, aç mı, ağrısı var mı, yüzü gülüyor mu
Merak etsen, bir arasan, halimi hatrımı sorsan
Bir selama muhtaç bırakırken beni, sen ne hallerdesin bilmem L
Bahçende gül, gülünde damla
Gönlünde yara, yarana merhem Olayım
Aklında dert, derdine derman
Odana ışık, gününe güneş Olayım
Sofranda tuzun, tuzunda tane
Boğazına düğüm, içtiğin su Olayım
Çektiğin cefa, cefana şifa
Toprağına kurak, kuraklığına bereket Olayım
Hayatına zindan, zindandan kurtuluşun Olayım
Layık görmezsen eğer, haddini bilenlerden Olayım
Rüyana girsem…
Masal ormanına yolculuk etsek birlikte
Dereleri uçsak, tavşanla konuşsak
Kuş cıvıltıları şarkımız olsa, eşlik etsek ıslıkla
Koca çınarı bulup yaslasak sırtımızı,
Çimenine serilsek, neminde serinlesek
Anlatsa gölgesinde misafir ettiği aşıkları
Ne hikayeler ne zorluklarla kazanılmış, aşklarına nasıl sahip çıktıklarını anlatsa.
Sevgiyle dinlesek, kelimeleri ezberlesek, harfiyen uygulasak sonra.
Gerçek hayata taşısak, aşkın yüceliğini göstersek inanana, inanmayana.
Aşk ehli olduğumuzu, bunun aşk esaretinin ta kendisi olduğunu anlatsak..
Doğan güneşim
Gülen yüzüm
Açan çiçeğim
Yanan aşkım
Sönmeyen ateşim
Sıcak bakışlım
İpek sözlüm
Kara gözlüm
Bir düş kursam ve sen
Birdenbire aniden ansızın çıksan ve ben
Ulaşsam apaydınlığa
Sade bakışların takılı kalsa gözlerime
Bir bakışın kavrulup kül olmama bedel
Senden gelmiş herşeye razı bi çare sızlar kalbimin derinlikleri
Aynada gördüğüm ben değil bir başkasının bedeni
Şiddetinden mahrum bırakma, varlığından en kötüsü yokluğundan
Emanet durur üzerimdeki yabancı bakışlar
Nefes nefese kalıpta göz kaçırdığım o günlerin tadı başka
Okuduğum her satır gördüğüm her rüya hatırlatır maziyi bana
Söküp atmak istemem bilesin ki sensizliğimdendir bu sarsıntı
Şiddetin tatlı gelir, mahrum bırakma senden ve sensizliğinden
İnanırım, sonumuz her mutlu biten masal gibi yerini alır hayalimde
Bilirim sensin en adaletli kahraman, sabrımın sonu, bahtımın gülü
Sen gittiğinden beri gönlüm küsmüş aşka
Baharı unutmuş dönmüş kara kışa
Aynalarda görünmüş hüzünlü bakışlar
Yanan kabimin ateşi çok kar yağar boşa
Gel bana şimdi
Özledim yorgunum suskunum
Hayalini düşlerim
Gülerim ağlarım hep yanarım…
Dallarıma vuran güneş gibi
Yaslan omzuma hadi
Sev beni bırakma bir daha
Benzeme zalim bir kula
Gelme bana belirsizliklerinle geleceksen
Yaşattığın mutsuz günleri silmeyeceksen
Anma adımı bir şey söylemeyeceksen
Sil at aklından bensiz hayat süreceksen

yanarım..

Yanarım
Hasret körükler ateşimi
Sönmez
Rüzgar eser deli deli
Savurur
Hem seni hem beni
Beklenir
Zaman hiç geriye döner mi

Açar mı ucundaki kırmızı gülleri
Anar mı içimdeki kor ateşini

Gitme
Gittikçe büyür alevlenirim
Karanlıklar içinde bir ışık
İzler adımlar görünür aydınlık
Süzülür yaşlar ılık ılık
Görünmesen de olsun sağlık
Ben yanlız değilim yalnızım.
Yalnız değil aslında sensizim.
Olsun bir parçan benimle.
Sensizliğinle birlikteyim

masal perisi

Yorgundu biraz masal perisi
Ağlamaklı bak ela gözleri
Düşünür anar eski günleri
Suskun bekler ilk güneşi

Bencildi biraz kış çiçeği
Dağıldı bütün incileri
Açtı gökyüzüne gülleri
Unuttu masaldaki yerini

Sevgiler böyle yok olur mu
Anlar mı hiç pişman olur mu
Tanıdık gelir mi özlemleri
Hatırlar mı aşk kokan günleri
Ne farkı var ki ha Cumartesi, ha Pazartesi
Seni görmediğim günlerin hepsi sen ertesi…
Sen gelince aklıma yaşam bahar olur
Açar renkli çiçeklerim ruhum huzur bulur
Sen kimsin sen nesin beni mutlu edensin
Ben kimin ben neyinim yollarını gözlerim

Zamanın kollarına bıraktım umudumu
Yollarına baktıkça parçalanır tuzbuz olurum
Senin için çarpan kalbime gelde bir dokun
Küserim gitmelerine yaşamak haram olur

Susarım aklıma gelince mavi okyanusun
Bakarım dalarım uçsuz bucaksız ufuğun
Çırpınırım denizlerinde gelde bir tutun
Tutkunum gelmelerine hayat anlam bulur

Cemre toprağa düşmeden mevsim güneşi görmeden
Güzelim yüzüm düşmeden hadi çık gel hadi çık gel

Ağaç çiçeklenmeden dalları yere değmeden
Kuşlar geri göçmeden hadi çık gel hadi çık gel

Nisan yağmuru yağmadan kiraz tomurcuklanmadan
Erik çağla olmadan hadi çık gel hadi çık gel

Bahçe yonca dolmadan üzüm salkım olmadan
Ayçiçeği günebakmadan hadi çık gel hadi çık gel
Parlayabilir mi güneş gözlerinden daha fazla
Kokabilir mi çiçekler senden daha güzel
Dalgalanabilir mi deniz saçlarından ışıltılı
Yağabilmiş midir yağmur gözyaşlarımdan daha çok
Sonbahar güneşi gibi bir görünüp gidiyorsun
Aynı gün içinde dört mevsim yaşatıyorsun
Dünya dönüyor ama sen dönmüyorsun
Baktım yağan kara, gördüm içim yara
Bu dert yakışır kula, Allah’ım göster bir rüya

Güneş dönsün kora, vursun yerdeki mora
Nasiplensin yoncada, Allah’ım bitsin bu veda

Güvendim bir tek sana, nolur göster onu bana
Girelim artık bu yola, gerçek olsun bu rüya

Dur arkadaşım dur bekle geri gelecek
Umut var yarınlara güzel günler gelecek
Mevsim hep kış kalır mı elbet baharı görecek
Akan o gözyaşların bir gün sevinçle süzülecek
Bilindik bir rüzgar esti yüzüme
Geleceğim diyordu senin sesinle
Dindireceğim acıyı döneceğim güneşle
Bekle baharı seveceğim özenle
Vurur pencereme yağmur damlaları
Görür her damlada sakladığım anıları
Süzülürken yanağımdan ağlar gözyaşları
Sel olsa silemez içimden sevdaları

yine

Yapayalnız kaldım bu şehirde
Sensizliği izliyorum her köşesinde
Yokluğun çökmüş odama yine
Açamam gitme kapı pencere

Son kez sarsam kollarıma yine
Öpüp koklasam saçlarını yine
Uyurken izlesem yalnız bu gece
Yıldız olup girsem rüyana yine

sonbaharda İstanbul'da

Bir sonbahar güneşinde gördüm seni
Evine çekilince Ağustos böcekleri
Bir mutluluk sardı içimi
Unutmadım hiç Sultanahmet’i

Seyrettik birlikte bu güzel şehri
Ziyaretçi beklermiş Kız Kulesi
Yudumlarız çayımızı alınca semaveri
Unutmadım hiç Gülhane’yi

Bulup binseydik ya bir yelkenli
Ya da alsaydı bizi içine bir gemi
Misafir etseydi evine Boğaziçi
Paylaşsaydık martılarla simidimizi

Duyduklarım en güzel sözler mi
Yoksa gerisi gelecek miydi
Gözlerin gözlerimi bilmem özler mi
Hisseder mi hiç kalbin sevgimi

Bitiremem anlatmakla bu derdi
Durmadan hatırlarım hayalini
Düşünürüm gezdikçe semtleri
Bilerek mi yoksa herşey kader mi

beklerim seni gel

Akşam olduğunda yakamoz denize vurduğunda
Güneş battığında bensizlik kıyına vurduğunda

Yıldızlar parlayınca
Saçlarına vurunca
Ay dolunay olunca
Gece maviye doyunca
Beklerim seni gel

Kadehler boşaldığında inadın durulduğunda
Yalnız kaldığında bensizlik aklına vurduğunda

Yollarıma baktığında ahlanıp vahlandığında
Pişman olduğunda bensizlik kapına vurduğunda

yarım hikaye..

Sözümüz tükenmiş hasarmış kalan
El yazın gibiymiş senden geri kalan
Odalar kilitliler kapıları paslı
Anılar hep sisliler resimleri tozlu

Saatler bozulmuş zaman hiç akmamış
Çerçeveler boşalmış ama izleri kalmış
Bakalım nasıl olurmuş adı sensizlikmiş
Mutsuzlukmuş arkadaşı yarım hikayeymiş

beni sevmelerini

Sevgimiz yine çiçeklenir mi
Baharda açan kır çiçeği gibi
Kurudum soldum gittiğinden beri
Söyle bana cancağızım bahar gelir mi


Bir açan bir solan kalplerimizi
Dondursak yağan karla güzelleşir mi
Bir ömür severim gel, gel üzme beni
Yaş kalmadı durdur gözbebeğimi


Hatırlarım geçen eski günlerimizi
Anarım o utangaç mutlu hallerimizi
Tanırım dudağındaki mahçup gülümseyişi
Yanarım andıkça beni sevmelerini
Yanarım andıkça deli sevmelerini

bitik sevgi

Ayaz vurmuş bahçelerimize
Yıkılmış ağaçlar duvarlar harabe
Yalnızlığıma içten bir selam çakıp
Vurdum sıcak dağ evimize

Buldum o mesud günlerimizi
Yaktım ateşine resimlerimizi
Düşündüm nasıl terkedip gittiğini
Üzgünüm gördüm bitik sevgimizi

kış çiçeği

Bahçesi yıldızlardan daha parlaktı
Beyazdı ağaçları karla kaplıydı
Bir gülünce dünya bana çiçeklenirdi
Sevdamız nerede yoksa esen yeldemi

Tüm dünya duysun sevdim ben o adamı
Bir kış çiçeği gibi narin vede zalim
Göstermez yüzünü bekler hep güneşi
Ne zormuş sevmek bir kış çiçeğini

Sor beni acılara
Tanırlar beni yakın dostuz biz
Koyarız Allah ne verdiyse
Ahlarız derdimiz neyse
Susarız dalarız bazen
Ama tutarız yeminleri

Dalarım uzaklara geçmişteki yıllara
Nasıl kalmışım yarım
Sor beni acılara

Bakarım bulutlara dağlara dumanlara
Öksüz kalmışım canım
Sor beni anılara
Küçük bir kırlangıç
Kanat çırpmış dere boyu
Sevdiğini ararken
Gitmiş bir arpa boyu
Gel sebebin olayım diyemem
Sev sonunu boşver diyemem
Ben gidiyorum ah deyişinden
Biz yarım kalmıştık kıyamam diyemem

sonbahar masalı

Yeşil yapraklıymış asma bahçeleri
Tabaklarda kalmış üzüm taneleri
Eski radyoda çalıyor bak çilingir ziyafeti
Bizim için söylüyor bak sezen bestesini

Tahta evler varmış tahtadan atlarıyla
Meyve ağaçları varmış binbir tadlarıyla
Aklımızda uzun yol şarkımız kalmış
Her kelimesinde bizden bir şeyler varmış

Yollar yollar ikimizden yanaydı
Uzundu yemyeşil ağaçları vardı
Bir sonbahar masalı gibiydik seninle
Sevdalılar yaralı yalnız virane
güller solmuş gönül bahçende
üzüldüm gittin bu son sahne
aşklar varmış yalan dünyada
yalanlarına ağladım düşünce maske
ben tutkun ben aşık
sen korkak sen değilsin
sorulur sorular veremezsin cevabı
kapanır kapılar bulamazsın selamı
sevilen hem sever hatırlarsın maziyi
yazılmış yazılar değiştirmez kaderi
Kaldım bir başıma sensiz
Aktım gittim ben bir başıma
Hayaline tutundum düşündüm sevgimizi aşkla
Günler geçer ben yorulmam sevdim aşkım bitmez ki
Gücün mü tükendi söyle
Yoksa hiç sevmedin mi
Resimler güler mi yoksa
Onlarda boyun büker mi

kış akşamları

Gizlendi saklandı kayboldu
Kurudu birazda yapraklar
Aktı en yeşil deli ırmaklar
Saçların geldi o an aklıma
Yaz akşamlarının çıkmaz sokaklarında


Tutundu bir anda an oldu
Sanki bilmeden bu yaz güz oldu
Soldu kırmızı küçük yapraklar
Dudakların geldi o an aklıma
Güz akşamlarının yalan bakışlarında


Yıkıldı virane paramparça
Ne bi adres ne de telefonda
Aktı gökyüzü yere yağmurla
Anılar geldi o an aklıma
Kış akşamlarının ayaz soğuklarında
Tuz oldu kalbim yandı tutuştu kavruldu
Ah dedim gelmedi gelmeyecek
Yakarım bu aşkı elimle acı dinmeyecek
Kusursuz olsun istemişti kalbim
Kusursuz galip bi aşkı sevdi
Kim derdi gittiğin günden beri
Ağlayacaktım herşey kaderdi

geri dönecek

Başını yastığa koyduğunda sol yanın inleyecek
Gelecek aklına anılar rahat vermeyecek
Sonumuz böyle olsun istememiştim ki ben
Hayatın alacağı var senden elbet ödetecek

Durulur elbet kalbim hüznü de öğrenecek
Acılar yüz göz olmuş sabrım bunu eritecek
Sayamam kaç gün oldu gittin terkettin
Merak etme herşey bir gün sana geri dönecek
Kar tanesiydi aşkım tek başına güçsüzdü belki
Salınırdı rüzgarda arardı heryeri
Gelirdi olduğun şehre konardı omzuna
Kalabalığa inat öperdi yanağını belki

şehir İstanbul

Şehir istanbul
Kar kaplamış her sokağını
Adımlar iz iz olmuş
Yokluğun göz göz olmuş
Yanaklardan.. süzülmüş
Dur
Yağma kar daha fazla..anılara
Taş sokaklar kar kaplı yürünmez bu yolda
Düşme dur kar taneleri
Kaplar tüm anıları, geçtiğin yolları
Dur
Bu düşü silme kar
Yüklenmiş omuzlara hasret
Yağdın haydi bu şehri terket
Hatırladım
Sonbaharda gelmiştin
Yağmur yağacakken yaprak düşecekken
Kimbilirdi böyle gidecekken
İçimi acıtacaktın
Ben tam da sevecekken
Ve sen gittin
Dünya bana düşman olmuş
Yokluğunla
Hayat bana küser olmuş
Baktığımda
Bi çok güzel günüm olmuş
Sen gittin
Hepsi birdenbire yok olmuş
Gülümserim anılara
Yokluğun acısıyla
Gül sende gül gülüm
Umut var yarınlara

Tuzak kurmuş hayatın
Dikensiz gülü idik
Gül sende sevgilim
Gülüm benim sevdiğim

gittin ya

Acımasız hayatın acı sillesiydi gidişin
Yar gitti çoktan ben bittim yoktan
Anladım gerçeği yediğim tokattan
Sus gönlüm yeni başlıyor
Yeni bir gün başlıyor
Yalnızsın bu hayatta
Gökyüzü ağlıyor
Nefesim ellerimde
Durmadan sayıklıyor
Beni bırakıp gittin ya
En çok o yakıyor
Kaç gün oldu gidişinden bu yana
Kaç mevsim geçti sensiz
Yapraklar döküldü mü, ağaçlar kurudu mu
Gün kar geldi diyor kar geldi ama yar gitti
Yıldırım çarpar mı insanı
Yoksa hep ağaçlara mı vurur
Senden gelen herşey bana gül olur
Gel yıldırım ol bu yürek sana kül olur
Ah çektim sevdan ile
Yandım durdum aşkın ile
Tüter dumanım hasret ile
Küllenir giderim sen diye diye

7 harikam

Dudaklarım çatlak sanki sahra çölü
Gözlerim ıslak sanki yağmur ormanı
Gözyaşım akar sanki niagara şelalesi
Sana olan sevgim Babil’in asma bahçesi

Gelmemi istiyorsun sanki artemis tapınağı
Gururum izin vermez sanki firavun piramidi
Aramızdaki duvar olmuş çin seddi
Aşkın kalbimden düşmez tıpkı pisa kulesi
Tutkunum sevdalınım aşığınım
Gökyüzünde gördüğün yıldızınım
Düşebilsem ah saçlarına parlarım
Yalan Dünya’da yapayalnızım
Sevgilim
Yüzüne hasret kaldığım
Gözlerine bakamadığım
Ellerini tutamadığım
İçim yanar hare hare
Köz oldu aşkın yüreğimde
Kalbimi elime alsam yansa elim
Alıp öpsem seni yansa dudağım
Ben zaten aşkından alev alev yanmışım
Küllenmez imkansız sen aşkımdan vazgeçme
Divaneyim dolaştım diyar diyar
Al yanına verme ellere yar
Aşkını ararken yandım kavruldum
Sensiz yandığım heryer bana dar
Kimlerle konuşursun kime anlatırsın derdini
Ben burada aşkından yanarken kim ısıtır ellerini
Konuştum maşuk dediler
Sustum aşık dediler
Düşündüm unut dediler
Bekledim zavallı dediler
Sabrettim boşver dediler
Gittim yazık dediler
Diyenler ne anlar aşığın halinden
Aşık ol yan ateşte, sonra git kendine yan
Unuttu kalbim ağlama boşa
Sevmemiş seni anlasana
Bunca çile bunca emek boşa
Durma kalbim var git yoluna

Ne diye dolanırsın avare
Uçacaksın elden ele
Gönül işi zordur bilirsin
Bırak kendini esen yellere

kalp ile kalpçik

Kalp heyecanlıydı kalpçik ise mahçup
Kalp istiyordu kalpçik bakamıyordu
Kalp bekliyordu kalpçik sabrediyordu
Kalp rüzgarlıydı kalpçik tipi atıyordu
Kalp hep bekliyordu kalpçik dayanamıyordu
Kalp gitmezdi kalpçik gitmeliydi
Kalp sadıktı kalpçik mutlu
Kalp sadakatliydi kalpçik yaklaşıyordu
Kalp şaşırdı kalpçik açıldı
Kalp istedi kalpçik verdi
Kalp pişirdi kalpçik kokuyu aldı
Kalp servisi hazırladı kalpçik iştahlıydı
Kalp uyardı kalpçik bekledi
Kalp güldü kalpçik utandı
Kalp ağrıdı kalpçik iyileştirdi
Kalp iyileşti kalpçik gülümsedi
Kalp efendi kapçik sevimli
Kalp kimdi kalpçik kim
Bu masalda burda bitti <3
Aklıma geldin yine
Hüzünlendim dün gece
Aldım elime laptopu
Baktım o gül yüzüne J
Ne güzel gülüşmüştük, ne sıcak bakışmaydı o
Kalbinden kalbime gizli bir yol
Kalabalığın içinde kimsenin göremeyeceği
Bizim varlığından emin olduğumuz kalplerle süslenmiş bir yol

Güzellikler bizi bulsun
Alsın koynuna doyursun
Huzur içinde yaşatsın
Bu ömrümü sana adasın
Bir an düşünmem
Bir an tereddüt etmem
Sevginden eminim ben
Hiç şüpheye düşmem
Sevmek kadar sevilmekte güzel
Seninleyken herşey güzel
Nice zorluk nice yokluk geldi geçti
Yıkılmadı sevdamız sevdik gönülden
Yokluğunda üşüdüm
Kahve içtim
Aklıma geldin
İçimizdekileri anlatsak
Sonucuna katlansak sonra
Ya sonsuzluğa uçsak
Ya da yarım kalsak
Tutunurum sana
Sonbahar yaprağı gibi
Düş der rüzgar
İnatlaşırım bırakmam kopmam kopamam
Koparsam bilirim yok olacağım
Biçare tutunurum
Asi rüzgar izin vermez titrerim daha sıkı sarılırım
Sonra düşer uçuşurum
Yok olur giderim, bekle sevdiğim baharda geri dönerim
Sözlerle tükenmez bu kalbimden geçenler
Anlatarak bitmez gönlümün hissettikleri
Sana mecbur biçare tutunurum hayata
Hadi artık başla çözmeye kalbim ellerinde
Ellerimiz değmesede ağlamayalım
Günler gelip geçsede dertlenmeyelim
Sen bana ben sana yalvarmayalım
Kalplerimizi dinleyelim hadi gel buluşalım
Sonsuzluk gelir aklıma sen deyince
Kış bile bahar olur seni düşündükçe
Güzelliği arama gözden uzaktadır
Uzakta değil aslında ruhun aynasıdır
Bedenin alt üst olur için acır ağlayamazsın
Eksiktir artık bu şehir yarımdır
Boğazköprüsü yok gibidir mesela İstanbul’un
Yokluğun bende böyledir
Gidişin buna sebep olur
Suçumu söyle söyle ki düzelteyim
Dayanamam sensizliğe
Saklı kalır yarım kalan hikayem
Ağlama güzel yüzlüm geçecek bu dertler
Sabrını sağlam tut dönecek mevsimler
Sonunu yazma hemen görelim Allah’ım neyler
Bekleme onu derler sabret gülüm sen
Özledin mi diye sor bekledin mi diye sor
Ağladın mı diye sor cevap bende çok

bıktım

Bunca yılın ardından boşa ağladım
Çok yürüdüm yürümekten yoruldum
Koştum koştum en sonunda duruldum
Bıktım, usandım, sustum ama durmadım
Kusursuzu sevdi kalbim kusurunu ört bas etti
Direnmeye ne kalbim ne de sevgim yetmedi
Sorma neden diye sorma
Bakma böyle durduğuma
Yapma bana bunu yapma
Durma gideceksen daha fazla
Gel geceme gel günüme gel yanıma gel
Lütfen yaklaş biraz daha sokul sokul kalbime
Dur gitme öyle yollarımız çok yakınken
Tut ellerimi sonsuza dek cennete dek
Resimlere baktım durdum
Seni özledim mi sandın
Özlemek dille değil sevgilim
Ruhumdan akar bilmedin

Birden eskisi gibi olsak seninle
Aynı yöne baksak yaşasak seninle
Duvarları aşsak tutuşsak ateşle
Sevsek hiç durmadan hiç çıkarsız seninle
Kalbimdeki bu yer seni bekliyor
Düşümdeki bu ev seni bekliyor
Ellerim ellerini arıyor
Güzel yüzünü görmek istiyor

Kalemimin ucu bitmiş satırları yazmıyor
Belkide herkes gibi seni unutmamı söylüyor
Gel sustur şuuu dünyayı
İçinde sen olmadıkça beni boğuyor
Badem gözlerinden akan yaş olmasın
Ben severim sen sakın ağlamayasın
Susma gönlüm sende birşeyler söyle
Yaşadıkça bu mevsimler hep aynı mı

Yağmur yağmış fırtına varmış
Kar yağmamış kim bekliyor ki
Güneş doğmamış bu sabah yatağıma
Sen yoksan mevsimler kimin umurunda
İçimde garip bir duygu
Yarınları birlikte yaşayacakmışız gibi mutlu,
Hiç gelmeyecekmişsin gibi de mutsuzlukla dolu
Nasıl bir karmaşadır bilemedim
Bildiğim şu ki
Hiç bu kadar ağrılı
Hiç bu kadar uzun
Hiç bu kadar tutkulu
Olmamıştı önceleri.
Bu kez farklı..
Konuştukça alıştım.
Alıştıkça tanıdım.
Tanıdıkça özledim.
Özledikçe gördüm.
Gördükçe bağlandım.
Bağlandıkça sevdim.
Sevdikçe özledim.
Özledikçe yandım.
Yandıkça sabrettim.
Sabrettikçe inandım.
İnandıkça bekledim.